Kıvrık&Foxy

Scottish fold kedi türü ilk olarak 1961 yılında William Ross isminde bir çoban tarafından İskoçya’nın Tyside Bölgesinde keşfedilmiş. William bir gün işten eve dönerken, komşu çiftliğin bahçesinde, kulakları kıvrık, beyaz bir kedinin koşturduğunu görmüş. Karısının kedilere ilgisi olduğunu bildiğinden, gördüğü şeyi karısı Mary’ye anlatmış. Mary çok heyecanlanmış ve o çiftliğe gidip kedi hakkında bilgi edinmeye karar vermişler.  Kedinin adı Susie imiş. Annesi ve babası bir çiftlik kedisiymiş. Annesi bir trafik kazasında ölmüş, baba ile ilgili ise hiçbir bilgi yok.  Ross ailesi kedinin sahiplerinden yavrulardan birini istemiş, onlar da kabul etmişler. 2 yıl sonra Susie’nin yavruları olmuş. Sözleştikleri gibi, Ross ailesi bu yavrulardan birini almış ve adını Snooks koymuş. Snooks da annesi Susie gibi kıvrık kulaklı ve beyazmış.  Susie Sonrasında sahipleri Snooks’u sarman bir erkek kediyle çiftleştirmişler. Yavrulardan sadece biri kıvrık kulaklı olmuş. Adını snowball koymuşla

Evet arkadaşlar “esmiyor”, “yaprak kıpırdamıyor” “biraz esse” “esince de sıcak esiyor abi” “kapıyı da aç da cereyan yapsın”... Bu cümleleri bu günlerde çok kullanıyoruz çünkü malum yaz geldi ve havalar çok sıcak. Peki, bu havalardan sadece biz mi etkileniyoruz? Tabi ki hayır. Hayvan dostlarımız bizden daha çok etkileniyor. Sokak hayvanları tüm gün dışarıda, sıcağın altındalar. Üstelik biz istediğimiz zaman su içip susuzluğumuzu giderebiliyoruz ama onlar biz vermediğimiz sürece su da içemiyorlar. Bu nedenle hiç olmazsa şu günlerde evimizin önüne bir kap su koymayı ihmal etmeyelim. Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra evimizdeki hayvanların sıcaktan bunalıp bunalmadığını nasıl anlayabiliriz ve onları nasıl serinletebiliriz bunlara bakalım. Öncelikle belki de neden böyle bir şey yapalım ki, ne gerek var, onlar kendi başlarının çaresine bakarlar diyenler için bilgi vermekte fayda var. Örneğin köpeklerin vücut sıcaklığı bizden daha fazladır ve serinleme becerileri bizden zayıft

Bu yazıda hepinizin merakla beklediği soruyu cevaplıyorum. Kıvrığı nereden aldım? Şok şok şok, flaş flaş flaş. Ben kıvrığı tahmin edeceğiniz üzere petshoptan aldım. Bunu duyunca hemen yazıyı kapatmış olabilirsiniz. Sıkıntı yok. Yazıyı kapatmayıp hikâyenin devamını merak edenler için anlatayım. Günlerden bir gün Ankaralıların rutin hafta sonu etkinliklerinden olan “avm gezmek” için eşimle yola çıkmıştık. Arabamızı avmnin otoparkına park ettik. Bildiğiniz gibi petshoplar avmlerin hep bodrum katlarında olur, otoparktan çıktığınızda önünden geçersiniz. Biz de haliyle petshopın önünden geçiyorduk, ben geçtim gittim, yürüyen merdivene bindim, yukarı çıkıyorum. Sonra dönüp baktım ki eşim petshopın önünde kalakalmış.Yanına gittim, büyülenmiş gibi vitrine bakıyor “emre şuna bak” “şuna bak” deyip duruyordu. Baktım minicik, duman renginde, kıvrık kulaklı bir kedi, başını öne eğmiş camekanın içinde öylece duruyor.  Ben kedileri severdim ama genelde uzaktan severdim, sokakta görsem yanl

Herkese yeniden merhaba sevgili kedi severler. Belki bilenler vardır Foxy’nin hastalığını. Bu yazıda bunu biraz daha detaylı anlatacağım ve böyle bir durumla sizin de karşılaşmamanız için yapılması gerekenlerden bahsedeceğim. Foxy astım hastası, aynı zamanda kalp kapakçıklarından birisi de tam kapanmıyor ve sızdırıyor. Hal böyle olunca yaklaşık 6 ay önce Foxy ölümden döndü. Olay şöyle oldu; günlerden bir gün Foxy halsizdi, yerinden kalkmıyordu ve her nefes alış verişinde burnundan tık tık diye sesler geliyordu; burun tıkanıklığı gibi ama aynı zamanda göğsü de hızlı hızlı inip kalkıyordu. Foxy’nin nefes almak için adeta boğuştuğu her halinden belliydi. Acilen veterinere götürdük. Veterinerimiz ciğerlerin tamamen suyla dolu olduğunu söyledi. Ekokardiyografi çekildikten sonra anlaşıldı ki bunun nedeni Foxy’nin kalp hastası olmasıymış. Kalp kapakçıklarından birisi tam kapanmadığından sızdırıyormuş, bu da ciğerlerde ödem oluşmasına neden oluyormuş. Öncelikle bu ödemi ciğerlerden a

Bu yazımızda kedilerle nasıl oynamamız gerektiğinden bahsedeceğim. Kedilerle oynama, onları oynatmak tabi ki çok zevkli ve en çok sevdiğimiz şeylerden biri. Ancak çevreden sıkça duyduğum üzere, kedilerde ellere, ayaklara saldırma, ısırma, elinizi uzattığınızda kedinin elinizi patilerinin arasına alıp ısırması veya arka ayaklarıyla eşeleme hareketi yapması gibi davranışlar olabiliyor. Bu davranışlar aslında kedinin yavruyken yanlış sevilmesinden, oynatılmasından ve kediye karşı sert ve hırçın davranılmasından kaynaklanıyor. Çünkü tüm kediler olmasa çoğu kedi için bu tür davranışlar kedinin avlanma içgüdüsünü tetikliyor. Yani kedi zaten avlanma yeteneklerini geliştirmek istediği bu dönemde bizim elimizi, ayağımızı av olarak görüyor ve ona göre davranıyor. Özellikle kedinin en korumacı olduğu karın bölgesine ve boynunun alt kısmına yaptığımız hamleler, kedinin avlanma içgüdüsünü tetiklemektedir. Peki bu davranışların önüne geçmek için kedilerle nasıl oynamalıyız? Örneğin bir ipin

Kedi sahibi olarak en sık karşılaştığım sorulardan birisi; "evde yokken, tatile gittiğimizde kediyle kim ilgilenecek?" sorusudur. Bu hiç şüphe yok ki kedi sahibi olmak isteyen insanların kafasını kurcalayan başlıca sorulardan biri – e tabi haklı olarak. Kedi sahibiyseniz ve bu soruya bir cevap bulamadıysanız planlarınızı iptal etmeniz bile gerekebilir. Ancak bu böyle olmak zorunda değil. Ben de bu yazıda biz evden uzaktayken kedimizi ne yapmamız gerektiğini ele almaya çalışacağım. Öncelikle biz tatildeyken kedinin karnının tok, sırtının pek olabileceği birkaç seçenek var. Bunlardan hangisini seçeceğiniz hem size hem de bazı şartlara bağlı. Örneğin kediniz her zaman evde mi duruyor, yoksa dışarıda mı geziyor? Daha önce farklı ortamlarda bulundu mu? Yokluğunuzda strese giriyor mu? Çevrenizde güvenebileceğiniz birileri var mı? Başka evcil hayvanlarınız da var mı? İşte bu sorulara verdiğiniz cevaplar hangi seçeneği seçmeniz gerektiğini belirleyecektir. Şimdi bu seçe